Uluslararası İktisat

UCUZLUK: KÖTÜ ŞÖHRETLİ FİYAT-DEĞER

“İdeologlar teorilerini sürekli olarak gerçeklerle ‘test ettiklerin’ iddia etseler de nadiren gerçeklere bakarlar. ” Murray Newton Rothbard, EKONOMİYİ ANLAMAK, s.33. Bazı kavramları zihnimizde önyargılı olarak puanlıyoruz...

İşsizliğe mi Rahatlığa mı Giden Yol: Robotları Beklerken…

Amerikan sineması sözüm sana; Yıllarca robotu başka tanıttın, onu bir öcü gibi gösterdin. Yıllar yıllar önce insanlığın şahit olduğu endüstriyel devrimin etkileri günümüzde hala tartışılırken, burnumuzun dibinde yeni tür bir sanayi devrimi belirmiş bulunmakta. Bu devrimin sessiz elektronik devrimcileri, bilim kurgu kültürünün bize gösterdiği yüzlerinden farklı bir yüze sahip olabilir. İşimizi elimizden alacak korkusuyla okuduğumuz otomasyon haberlerinin altında bize sunulan farklı bir dünya muhtemel gözükmekte. İnsanoğlu belki de bu devrimin en büyük yararlanıcılarından biri olup çıkabilir.

Anne Ben Muhafazakar Oldum

Milenyumun ikinci on yıllık süreci ülkeler arasındaki suyun ısınmasıyla geçti. İletişim ağının muazzam gelişimi belki de çok önceden başlayan ısınmayı hepimize yakından gösterdi diyebiliriz. Kaderi keder olan coğrafyalarda bu ısınma kaynama noktasına ulaştı ve bu durumdan en çok zarar görenler eşyalarını da alıp yola koyuldu göçmen sıfatıyla. Öte yandan refahın coğrafyası dediğimiz kısımlar da muhafazakarlığın ve bazı noktalarında da popülizmin yükselişine şahit oldu. Bu sebeplerden ötürü fazlasıyla küreselleşen dünyamızın yaşanan bu gelişmelere vereceği cevaplar fazlasıyla ilgi çekici olmaya başladı. Şahit olduğumuz tüm bu durumları özetleyen ve farklı açıdan bakabilen bir yazıya göz atalım.

Küresel Ekonomiye Bir Vitamin Takviyesi Olarak Küresel Ticaretin Kolaylaştırılması

Küresel ekonomileri geçmişten bu yana incelendiğinde, ekonomik büyüme ve refah artışının uluslararası ticaretin daha kolay yapıldığı dönemlere rastladığı rahatlıkla gözlemlenmektedir. 'Globalleşen dünyamız' klişesi, yanında getirdiği rakamlar sayesinde ekonomik büyümenin bize hangi şartlar altında gelebildiğini anlatıyor. Ülkelerin bu durumun sağlamlığı için yaptığı politikalar ise kuşkusuz bu işin en kritik noktalarından. Tüm bu bileşenlere ve en sonunda ortay çıkan gerçeklere değinen bir bakış açısı...

Küreselleşme ve Ulusların Gündemi – 2

Küresel yönetimin, yanında getirdiği problemlere karşı geliştirilebilecek çözümler tartışabileceğimiz derin bir konudur. Bazı ulus-devletlerin bu küresel yönetimde baskın olması problemlerden bir i olarak sayılabilir. Onun doğurduğu bir başka sonuç ise ulusları aşan ve kapitalizmle harmanlanmış bir zümredir. Bunların çözümlerini derinlemesine inceleyen bir yazı…

Aman Petrol, Derdime Bir Çare!

Bulunduğu coğrafyanın kaderine kati suretle bir etkide bulunabilir, rezil de eder vezir de. Evet. Doğru. Uğruna savaşların çıktığı, milyonlarca insanın öldüğü petrolden bahsediyoruz. Petrolün kaynağına sahip ülkeler için bir lanet mi yoksa talih mi olduğunu değerlendiriyoruz. “Petrolün var diye gelişmiş bir ülke olarak sayılabilir misin?” Sorusuna cevap arıyoruz. Petrolü olan veya olmayanlar toplaşsın..

Küreselleşme ve Ulusların Gündemi – 1

‘Hava kurşun gibi ağır’ deyişinin düşündürdüğü gibi, dünya yine zor zamanlardan geçiyor. Üretim ve ticarette daralmalar, çalışma koşullarının ağırlaşması, yoksulluğun artması, göç dalgaları, teknolojik...

İyi Sonuç İyi Başlangıcın Ürünüdür

Klişe gibi gelse de hepimiz biliriz ki başlamak bitirmenin yarısıdır. Yola çıkmadan önce etraflıca düşünülüp tasarlanıp da atılmış sağlam bir adım, sıradaki adımların da en az aynı sağlamlıkta birbirinin peşi sıra geleceğinin habercisi gibidir. Hayatın her alanında bir işe kalkışırken başlangıcı güzel yapmak isteriz. 1 Ocak’ın ilk saniyelerini en güzel anlardan biri yapmak isteriz, yeni yıla nasıl başlarsak öyle gider diye. İlk iş günümüzü en güzel şekilde bitirmek isteriz, yine nasıl başlarsak öyle gider diye. İşte sadece bireyler değil ülkeler de bu başlangıç konusunu hayli önemsiyor artık. Hele ki konu bir de işe başlangıç ise… Dünya Bankası her ayın güz aylarında ülkelerin işe başlayış performanslarını ölçtüğü Doing Business Raporu’nu yayınlıyor; seçilmiş kriterlerin sistematik bir şekilde ağırlıklandırılmasından sonra ülkelerin işe başlayış süreçlerini ne ölçüde başarı ile yürüttükleri ile ilgili bir endeks ortaya koyuyor

Neye Göre, Kime Göre 2: Nasıl Bir İhracat İstiyoruz?

2 Mart sabahı, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin bir gün önce açıkladığı Şubat ayı ihracat verilerini yorumlamak üzere bilgisayarımın başındaydım. Yorumlamaya başlamadan önce açıklanan verilerin basında ya da sosyal medyada nasıl yer aldığına bakmak istemiştim. Bir haber kanalının web sayfasındaki ihracatla ilgili haber başlığı dikkatimi çekti: İhracat verilerinde artış. O ana kadar, “neye göre, kime göre” adlı yazı dizimde ihracat konusuna değinmeyi planlamıyordum. Başlıkta bir hata vardı, çünkü Kasım 2014’ten beri Türkiye’nin ihracatı bir düşüş dönemine girmişti. Haberin başlığında Şubat 2015 ihracatında artış olduğu belirtiliyordu ama haber metninde bir önceki yılın aynı ayına göre düşüşten bahsediliyordu. Artan neydi peki? Bu yazıda Türkiye’nin ihracatının büyümesini değerlendirirken nelere bakmak gerekir sorusuna çok da teknik olmayan bir cevap vermeye çalışacağım.

İpek Yolu’nun Geri Dönüşü

İktisadi ağırlığın yüzlerce yıl önce Doğu’da başlayan hikâyesinde tarihi İpek Yolu’nun önemi yadsınamaz büyüklükte. Ancak daha sonrasında denizciliğin gelişmesiyle yükselen sömürgecilik faaliyetleri bu iktisadi ağırlığı bir şekilde Batı’ya çekmeyi başarıyor. Bu olaylardan yüzlerce yıl sonra İkinci Dünya Savaşının sona ermesiyle içine kapanarak sessizce gelişmeye başlayan Çin, Batı’ya kaptırılan bu ağırlığı tekrar kendisine doğru çekmeye çok istekli. Artık sessiz diyemeyeceğimiz Çin çok yakın zamanda ekonomi konusunda Dünyanın liderliğini ele geçirebilir. Peki, ama nasıl? Gelin görelim.

Hedef Ülkeler Ne Kadar Hedef?

2023 Türkiye İhracat Stratejisi ve Eylem Planı hakkında birçok çalışma hazırlandı, görüş beyan edildi ve sevgili okuyucularımızın bunları yakından takip ettiğini düşünüyorum. Amacım bu yazıda sizi bir kez daha ayrıntılı analizlerle boğmak değil. Bu çalışmada, değer olarak uzağında kaldığımız 2023 ihracat hedeflerimizde yer alan ülkelerin ihracat stratejimizde hangi ölçüde hedef olduklarını kısaca incelemeye çalışacağız.

Dış Ticaret Kan Kaybediyor

Bilindiği gibi, resmi dış ticaret istatistikleri takip eden ayın son iş günü Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayınlanırken ayın ilk iş günü ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ayrı ayrı olarak geride bırakılan ayın geçici dış istatistiklerini yayınlıyor. Bu verilere ve Türkiye'nin durumuna bir göz atalım.

Kime Göre, Neye Göre?

Karnesini gören babası kendisine kızmadan önce, “iki dersten kaldım ama Seyit Amca’mın oğlu Süleyman dört dersten kalmış” diyen küçük Orhan... 2015 Şubat ayı ihracatı bir önceki aya ve bir önceki yılın aynı ayına göre düşmüş olmasına rağmen “ihracat verilerinde artış” diye başlık atan gazete... Büyümenin yavaşladığı dönemde “biz az büyüyoruz ama Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Kolombiya hep bizden daha az büyüyorlar” diyen ekonomistler... Bu örneklerdeki ana aktörler davranışları nedeniyle yukarıdaki karikatürün aktörü Harun’la benzerlik sergiliyor. Hepsi göreliliğin sağlam duvarının arkasına saklanıyor. Unutulmaz Türk filmlerinden Banker Bilo’da, Maho’nun Bilo’ya attığı her kazık sonrası kullandığı efsane replik geliyor hatırıma: “Yaptım, ama hele bir sor niye yaptım”. Örneklerdeki aktörlere ekonominin/karnenin/ihracatın durumu neden kötü diye bir soru sorsak, “kötü, ama hele bir sor neden kötü” diye bir cevap alırız kuvvetle muhtemel. Sonrası sayılar, istatistikler, iyilik, güzellik...

Bu Üretim Yapısı ve İhracatla Ancak Bu Kadar

2023’e 9 kala Türkiye, 25000 ABD Doları kişi başına milli gelir hedefinin hala çok uzağında. Hedefe ulaşabilmemiz için kişi başına milli gelirin 2014-2023 döneminde yıllık ortalama %10,3 hızla büyümesi gerekiyor. 2001-2008 dönemine baktığımızda 7 yılda kişi başına milli gelirini 3,4 katına (yıllık bileşik %19,9 büyüme) çıkarabilen, 2008-2014 dönemine baktığımızda ise 6 yılda 10283 ABD Doları’ndan 10482 ABD Doları seviyesine çıkabilmiş bir ülke ile karşılaşıyoruz. İçinde küresel krizi de barındıran bu son 6 yıllık performans, “2023 hedefleri iyi, hoş ama orta gelir tuzağına mı takıldık acaba” sorusunu akla getiriyor.

Bu Gelişmiş Ülkeler de, Ha Bire Başımıza İcat Çıkartıyorlar!

İstatistiklerle, dünyadaki en büyük patent ofislerinden hangi ülkenin kaç patent aldığı ve bu sayılardan yapılacak çıkarımlar, alınabilecek dersler.