Serbest Atış

Pazarlamadan Nöropazarlamaya

Nöropazarlama, pazarlamanın teknik şekilde incelenmesinden sonra artan rekabet ortamında, bu alan için potansiyel öneme sahip olanlardan biridir. Çünkü teknik incelenme safhasında anlaşılmıştır ki geleneksel yolların ulaşamadığı bilgilere erişme açısından fark yaratabilir. Gelin bu olayı biraz daha geniş çapta özetleyelim.

NPYD-11: NÖROPAZARLAMA ve KÜLTÜREL FARKLILIKLAR

Son yazımda nöropazarlama konusunda yazmaya bir süre ara vereceğimi belirtmiştim. Ancak bu sözümü yerine getiremeyeceğimi fark ettim. Yakın zamanda yapılan ve yayımlanan oldukça ilginç...

Sağlık meselesi: Bir doktora gittik, sonra diğerine ve sonra…

Uzun bir aradan sonra sıra tekrar bize geldi, hem de en yoğun ve yorgun zamanımda. Eh, suyun başında olunca bir yudum içeceksin ki diğerleri...

Yer vardı da, biz mi yazmadık? (!)

Ekonomi bloglarının sayısının arttığı internet ortamımızda, hepimiz için azıcık da olsa bilinmesi gereken ekonominin sokaktaki vatandaş tarafından daha iyi anlaşılması için birçok fırsat oluştu. Seçkin köşe yazarı ekonomistlerimizden de bir şeyler öğrenebileceğimiz bilinciyle hareket ederek, sayısı artan ve kaliteli yazarlar barındıran ekonomi bloglarını ve insanımıza etkilerini değerlendiren bir yazı..

Kültürsüz Bir Dünya?

Otlaması için atı çayıra salmazsınız. Atın kaçma ihtimalini göz önüne alarak, yere çaktığınız bir kazığa ip bağlar, bu ipi atın boynuna dolar ve ata boynuna takılı olan ipin izin verdiği alanda otlama şansı verirsiniz. Aslında insan yaşamı da bundan pek farklı değildir. İçine doğduğumuz kültür bizim için yere çakılmış bir kazıktır ve bu kazık bizim tamamen özgür olmamızı kısıtlar. Bizim değiştirebileceğimiz tek şey boynumuza dolanmış olan ipin uzunluğunu belirlemektir. Sonsuz uzunlukta bir ipiniz olsa dahi dünya çayırında tadamayacağınız bir parça yeşillik vardır ve bu yeşillik yere çakılı kazığınızın kapladığı bölgededir. Bu örneği niye mi verdim? Çünkü bu kısa yazı ile olası bir kültürsüzleşme senaryosunda nasıl bir dünyanın bizi bekliyor olacağını tartışmaya açmak istiyorum.

Üzüntü ve sevinç aynı postada!..

Ekrem Cünedioğlu Almanya'nın önemli doktora programlarından Mannheim Üniversitesi'nin iktisat doktora programına (Center for Doctoral Studies in Economics) kabul almıştır. Eğitimine Ağustos ayının sonları itibariyle...

Friedman versus Rothbard

Geçtiğimiz salı günü Milton Friedman’ın yine babası gibi iktisatçı olan oğlu David Friedman bloğunda Murray Rotbard hakkında Austrian Fantasy başlıklı bir yazı yazdı. Aslında...

Mises, Hayek ve Norveç Katliamı

Norveç’te geçtiğimiz hafta silahla ve bombayla gerçekleştirdiği katliamda en az 93 kişiyi öldüren Anders Behring Breivik’in saldırıdan saatler önce 5700 kişiye maille yolladığı 2083 – A European Declaration of Independence adlı 1500 küsur sayfalık manifesto sonunda internete düşmüş. Norveç’teki sağcı ve muhafazakâr-liberal bir parti olan Fremskrittspartiet’in bir dönem üyesi de olan Breivik, manifestosunda kendisini iktisadî açıdan liberal olarak nitelendiriyor, devrimci ve kültürel bir muhafazakâr olarak tanımlıyormuş. Breivik’in manifestosunun bizim açımızdan ilgi çeken tarafı, içinde Ludwig von Mises ve Friedrich von Hayek adlı liberallerin isimlerinin de geçiyor olması. Mises'in ismi bir, Hayek'inki de yedi defa geçiyor. Ayrıca Mises Enstitüsü’nün internette yayınladığı yazılardan üçüne de link veriliyor.

Günce

Öncelikle geleneksel deneysel/ davranışsal iktisat konferansımızın duyurusu: http://www.granadaworkshop.com/aew/ --- Ardından geçen haftanın iktisatla ilgisiz notları: Bu hafta iki şeye çok güldüm: Karışık tostumu yerken büfenin sahibinin telefonla konuşmasını dinliyorum....

Ekonominin “Hokus Pokus”u: Enflasyon

Nedir abi bu enflasyon bir türlü anlayamadım diyenler için sade ve öz bir enflasyon rehberi.

Bilim nedir? Efendim? Bilim nedir? (Oğuz Atay'dan…)

2. BÖLÜM / 14: Her Şeyle Uğraşan Adam “Zannediyorlar ki, kendilerine lazım olan şey karşılarına çıkan matematik denklemleri çözmek, eğrileri çizmek ve...

Mises'in Granitten Duvarı: Tam Sosyalizm İmkânsızdır

Sosyalizm, cazibeli ve zor bir sevgilidir. Ulaşılması kolay değildir, elde edildiğinde de kolay kolay bırakılmaz. Başka bir sevgiliyle (ideolojiyle) de aldatılamaz. Sosyalizmin hedefi büyüktür. Bir sınıf savunusundan başlar, ama esası bütün insanlığı kapsar. Sömürüyü bitirir. Toplumu ve bireyi bolluğa kavuşturur ve özgürlüğün dingin sularına taşır. Onları üretimden tüketime, tüketimden de mutlak doygunluğa ulaştırır. Sonunda sosyalizmde adalet, eşitlik ve kardeşlik gelmiştir. Fakirlik, kölelik ve kıtlık sonsuza dek ölüme yollanmıştır. Gerçekten öyle mi?

Ludwig von Mises ve Ayn Rand: “Cahil Küçük bir Yahudi Kız”

Amerikalı muhafazakâr yazar William F. Buckley Jr., yine bir başka muhafazakâr, Amerikalı politikacı Barry Goldwater’dan bahsettiği Flying High: Remembering Barry Goldwater adlı kitabında The...

Mutluluğun İktisadı: Para Saadet Getirir mi? -1-

Mutluluğun bir inceleme konusu olarak iktisadın gündeminde tekrar yer edinmesi oldukça sevindirici bir gelişme. Farklı eğitim geçmişlerine sahip birçok profesör, iktisat ve diğer sosyal bilimlerin merkezinde mutluluk nosyonunun yer edinmesi gerektiğini düşünüyor. En doğru şekliyle 1700lerin ikinci yarısında iktisadın odağında yer alan mutluluk, iki buçuk asır sonra tekrar tartışılmaya başlandı. Bu yazıdaki amacım evvela günümüzdeki mutluluk iktisadı çalışmalarına dair oldukça yüzeysel bir çerçeve çizdikten sonra, mutluluğun ve diğer birçok insani değerin iktisattan uzaklaştırılması suretiyle iktisadın ahlaksız bir disiplin haline gelmesini anlatmaktır.

Serbest Piyasa Ekonomisi ve Ülkeler

GlobeScan adlı bir kamuoyu araştırma şirketi piyasa ekonomisiyle ilgili bir araştırma yapmış. 2010 yılında yapılan araştırmada 25 ülkeden 12.884 kişiye serbest piyasa ekonomisinin dünyanın...