Otlaması için atı çayıra salmazsınız. Atın kaçma ihtimalini göz önüne alarak, yere çaktığınız bir kazığa ip bağlar, bu ipi atın boynuna dolar ve ata boynuna takılı olan ipin izin verdiği alanda otlama şansı verirsiniz. Aslında insan yaşamı da bundan pek farklı değildir. İçine doğduğumuz kültür bizim için yere çakılmış bir kazıktır ve bu kazık bizim tamamen özgür olmamızı kısıtlar. Bizim değiştirebileceğimiz tek şey boynumuza dolanmış olan ipin uzunluğunu belirlemektir. Sonsuz uzunlukta bir ipiniz olsa dahi dünya çayırında tadamayacağınız bir parça yeşillik vardır ve bu yeşillik yere çakılı kazığınızın kapladığı bölgededir. Bu örneği niye mi verdim? Çünkü bu kısa yazı ile olası bir kültürsüzleşme senaryosunda nasıl bir dünyanın bizi bekliyor olacağını tartışmaya açmak istiyorum.
Kültürün yere çakılmış bir kazık olduğunu söyledim. Bu kazık ebeveynlerden çocuklarına aktarılarak nesiller boyu dolaşır. Toplumun evrimine baktığımızda söz konusu kazığın hep aynı olmadığını görüyoruz. Bunun sebebi kazığın yağan yağmura maruz kalmasıdır. Kimi kazıklar paslanmaz çeliktendir ve nesiller boyu kendini muhafaza eder, oysa kimisi demirdendir ve suyla temas edince paslanır. Paslanan kısım dökülünce geriye daha ince bir kazık kalır. İşte, yerleşik kültürlerin giderek daha çok özgürlükçü olmasının temel nedeni budur. Kazık inceldikçe nasiplenebileceğiniz ot miktarı da artmaktadır. Peki, demirden kazıklarımız bir gün tamamen paslanır ve toprakla bir bütün olursa ne olacak? Bu durumun gerçekleşmesi imkânsız gibi görünmüyor. Eğer kazıklarımız olmazsa çayırlarda özgürce otlayan adamlar mı olacağız yoksa boşlukta sallanan adamlar mı?
İnsanoğlunun kaotik bir sistem olduğunu biliyoruz. Kaotik sistemlerin çekicileri vardır ve hareketlerini bu çekiciler belirler. Eğer bir çekiciniz yoksa başı dönmüş koyun gibi dolanırsınız. İnsanoğlunun yaşamına yön veren çekici aslında bizim “yaşamımız kolaylaştıran kurallar bütünü” dediğimiz kurumlardır. Kurumların yozlaşması ya da içlerinin boşalması çekicinin yapısını bozar ve sistem krize sürüklenir. Çekicisinden çıkan bir sistemin kendine faz uzayı üzerinde yeni bir çekici bulmasını bekleriz, ama kuralların olmadığı bir dünyada böyle bir çekiciyi nereden bulacağız?
KATEGORİLER
Çevre Ekonomisi
Duyurular
Edebiyat
Ekonometri
Felsefe
Fizik ve İktisat
İktisadi Düşünce Tarihi
İktisat Eğitimi ve Bölümleri
İktisat Öğrencilerine Tavsiyeler
İktisat Söyleşileri
İktisat Tarihi
İktisat Teorisi
Deneysel ve Davranışsal İktisat
Psikoloji
Risk ve Belirsizlik
Nöroekonomi
Nöropazarlama
Oyun Teorisi
İktisat ve Edebiyat
İktisatçılar
Kalkınma İktisadı
Eğitim
Eğitim İktisadı
İşgücü Piyasaları
Mutluluk ve Refah İktisadı
Teknoloji ve Yenilik İktisadı
Yoksulluk
Kitap İnceleme
Deneysel İktisat Kitaplığı
Konuk Yazarlar
Köşe Yazarları
Kuantum Fiziği ve Felsefesi
Özel Dosyalar
Müzik
Petrol
Sanat ve İdeoloji
Serbest Atış
Kategorisiz
Tarih
Türkiye Ekonomisi
Uluslararası İktisat
Uluslararası Rekabet
Yazarlarımızdan Haberler
Kitap Tanıtımı